İçerik Menü

TUNA

 

Tuna Ayakkabı, 1950 yılında yalnızca bir iş kurmak için değil; bir işe sahip çıkmak için doğdu.
Kurucumuz, o dönemin Ankara’sında ayakkabının sadece giyilecek bir nesne değil, aynı zamanda insanın duruşunu belirleyen bir detay olduğuna inanıyordu. El işçiliğiyle başlayan bu yolculuk, zamanla bir markaya değil, bir fikre dönüştü: Ayakkabı, insanın karakterine dair ilk ipucudur.

Bugün hâlâ bu fikrin etrafında şekilleniriz.

Tuna’nın her modeli, hızla tüketilen bir çağda yavaş üretmenin, özen göstermenin, sabretmenin bir sonucudur.
Malzemeyi seçerken, bir formu çizerken, kalıbı oluştururken kendimize hep aynı soruyu sorarız: Bu ayakkabıyı neden yapıyoruz?

Cevabımız basit: Çünkü bazı insanlar hâlâ giydiği ayakkabının nasıl yapıldığını önemser.

Bizim işimiz ne sadece zanaatkârlık ne de yalnızca tasarımcılık. İkisinin arasında, bir ayakkabıya hem işlevini hem anlamını kazandıran o dar alanda çalışıyoruz.
Bu yüzden ayakkabılarımız ne tamamen klasik, ne de trendlerin peşinden sürüklenen modernlerdir.
Onlar, Tuna gibi olanlar içindir: kendi yolunu bilen ama sesini yükseltmeyenler.

Biz, özenli olmanın hâlâ bir değer olduğuna inananlara hitap ediyoruz.

Bugün dijital vitrinlerde yer alıyor olabiliriz, ama hâlâ her çift ayakkabı, bir ustanın dikkatli ellerinden geçerek üretiliyor.
Tuna’nın kimliği, makinede değil, detayda, elde, ritimde saklı.

Ayakkabıyı sadece tamamlayıcı bir aksesuar olarak değil; bir yaşam biçimi, bir duruş olarak gören herkese sesleniyoruz.
Çünkü bizce sessiz adımlar daha çok şey anlatır.

 

Vizyon

Gerçek deri, el emeği ve sadeliğe dayanan, uzun ömürlü ve sürdürülebilir üretim anlayışımızla; yerelden küresele bilinçli bir bağ kurmak.



Misyon

Gerçek deri ve el emeğine dayanan üretim anlayışımızla; kendini duruşuyla ifade eden insanlar için, uzun ömürlü ve karakter sahibi ayakkabılar tasarlamak.

 

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.